PEGASUS YAYINLARI Ferrari’sini Satan Bilge’nin Gizli Mektupları Yazan: Robin Sharma Çeviri: Selim Yeniçeri Jonathan Landry’nin dertleri bir türlü bitmemektedir. Güçlü ve nüfuzlu bir avukatken sırra kadem basıp Himalayalar’da ortaya çıkan akrabası Julian’la yaptığı tuhaf bir görüşmenin ardından Jonathan kendini, kuzeninin keşfettiği sıradışı sırları içeren, hayat kurtarıcı nitelikteki tılsım ve mektupları toplamak için dünyanın diğer ucuna giden bir uçakta bulur.
Yazar: Kültür Sanat Haritası
OKUYAN US YAYINLARI Dinle Harun Reşit Yazan: Suzan Mumcu Elinizdeki kitap, bir annenin oğluna yazdığı mektuplardan oluşuyor.Lakin içeride, büyükten küçüğe gönderilen nasihatler yerine yüklü bir zihnin iyi bir dinleyiciye hitabıyla karşılaşacaksınız.İçtenlik ve incelikle nakşedilmiş bu satırlarda, herkesin mahiyetini anlamaya çalıştığı mutluluk, yaşam, ölüm, istikamet, sabır, denge ve daha birçok netameli soruya verilmiş berrak yanıtları bulacaksınız.
OKUYAN US YAYINLARI Mualla’ya Sor Yazan:Pinkfreud Twitter’ın “Türkçe sözlü hafif batı kadını” Pink Freud, bu kez “Mualla Abla”lığa soyunarak milenyum gençliğinin “çok mühim” dertlerine derman oluyor. Cevaplarında kendi stilini konuşturan Mualla, nokta atışlarla, 153 soruna 153 pratik çözüm öneriyor. Mualla’ya Sor, “Sorulara mı şaşayım, cevaplara mı güleyim” derken elinizden bırakamayacağınız…
METİS KİTAP Kayıp Şark’ın Peşinde Yazan: Olivier Roy Çeviri: Haldun Bayrı Batı’nın merceğinden bakıldığında Şark kayıptır: Egzotiktir, merak uyandırıcıdır ama suskundur, tarihsizdir. Roy Şark’ın çekimine cevap verebilmek için genç yaşta Farsça öğrenir ve bu ülkelerin 20. yüzyılın son çeyreğinde direnişler ve iç savaşlarla tarihe dahil oluşlarına bizzat tanık olur.
METİS KİTAP Güne Söylediklerim Yazan: Murathan Mungan Okurla yıllardır sürdürdüğüm diyalogun bir parçası da bu yüz yüze yapılmış konuşmalardır. O gün, orada bulunmam nedeniyle güne söylediklerimdir. Zamana yazdıklarımızla güne söylediklerimiz arasında işlerin ve günlerin hasadı burada olduğu gibi günü geldiğinde bir kitapta toplanır. Bazen bir fotoğrafın, bir günün arkasında koca bir tarih durur. Hadi beraber bakalım.”
İLETİŞİM YAYINLARI Pragmatizm Yazan: William James Çeviri: Tahir Karakaş Günümüzdeki yaygın kullanımı itibariyle “pragmatik”, “pragmatist”, “pragmatizm” kelimelerinin çağrışımları negatif anlamlar barındırıyor: Makyavelizmin, kör maddiyatçılığın, vahşi kapitalizme özgü fütursuzluğun arkasında duran felsefi kuram hep pragmatizm olarak görülüyor. Üstelik bunun, Avrupa’da da Amerika’da da böyle olduğunu söylemek mümkün. Peki bir felsefi yaklaşım olarak pragmatizm gerçekten ne?
İLETİŞİM YAYINLARI Hiçbir Şey Yerinde Değil Yazan: Nesrin Uçarlar Geçmişle yüzleşmede mağdurların, tanıkların, hayatta kalanların konumları nedir? Faillerin, sorumluların, seyirci kalanların, bilmeyenlerin -hele bilebilecekleri halde bilmeyenlerin- konumları nedir? Hafıza, yas tutma, bağışlama, hınç ve küskünlük, siyasal dostluk, nasıl işler bu yüzleşmede? Yüzleşme, bağışlama, helalleşme nasıl mümkün olur?
İLETİŞİM YAYINLARI Edebiyat Nasıl Okunur Yazan: Terry Eagleton Çeviri: Elif Ersavcı Bir edebi metnin özellikleri nelerdir? Hangi unsurlar bir metni edebi eser olarak okunmaya değer kılar? Karakteri tipten ayıran incelikler nasıl ortaya çıkar ve esere nasıl bir zenginlik katar? Bir kullanma kılavuzu ile bir edebi metni birbirinden ayırt eden noktalar nelerdir?
EVEREST YAYINLARI Toprak Uyumsuz Defne Kaman’ın Maceraları Yazan: Buket Uzuner Çorum’da Hitit dönemine ait büyük bir tarihi eser hırsızlığını araştıran gazeteci Defne Kaman ortadan kaybolur. Gazeteci kadının en son görüldüğü antik Hitit kalıntısı Yazılıkaya’da ortaya çıkan geyiğin nöbet tutması, bir efsane gibi Çorum’da kulaktan kulağa yayılmaya başlar. Olayın büyümesi üzerine, Defne Kaman’ı canlı bulmak için şehrin valisi, emniyet müdürü ve Türkiye’nin ilk eko-hacktivisti olduğunu iddia eden Karaca canla başla çalışmaya başlar.
EVEREST YAYINLARI Maria Bir Melekti Yazan: Fırat Cewerî Çeviri: Muhsin Kızılkaya “Gece yarısı kapımı çaldı. Uyuyordum. Pijamayla kalkıp kapıyı açtım ona. Titriyordu. Yüzü sapsarıydı. Yavaşça kolunu tutup içeri çektim. Tek gözlü evimin tek sandalyesine oturttum. Ben de karşısına, yatağıma oturup ona baktım. Gömleği kanlar içindeydi. Merakla sordum: “Daniel, ne oldu?”