Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • ARTCONTACT ISTANBUL 2025
    • “Martı mıyım?”  24 Nisan’da ENKA Oditoryumu’nda!
    • ENKA Sahne Gala Konseri 22 Nisan’da ENKA Sanat’ın Youtube Kanalı’nda Yayında!
    • The End / Son; 25 Nisan’da Başka Sinema’da…
    • Salt Beyoğlu’nun Yeni Sergisi; Hayvanların Yaşamı
    • DOKU SANAT GALERİLERİ’NDE PALUCHA ve KANDEMİR SERGİSİ
    • CI BLOOM
    • 44. İstanbul Film Festivali’nde son hafta!
    Kültür Sanat Haritası
    • Anasayfa
    • Kent Günlüğü
    • Sinema
    • Sahne
      • Tiyatro
        • İstanbul
        • Ankara
        • İzmir
        • Diğer
      • Opera Bale
        • İstanbul
        • Ankara
        • İzmir
        • Diğer
      • Gösteri
        • İstanbul
        • Ankara
        • İzmir
        • Diğer
    • Konser
      • İstanbul
      • Ankara
      • İzmir
      • Diğer
    • Sergi
      • İstanbul
      • Ankara
      • İzmir
      • Diğer
    • Festival
    • Vitrindekiler
      • Kitap
      • Müzik Market
      • DVD
    • Yeme İçme
      • İstanbul
      • Ankara
      • İzmir
      • Diğer
    • Konuklar
      • Söyleşiler
      • Yazılar
    Kültür Sanat Haritası
    You are at:Home»Genel»KONGO’ YA VAHŞİ YOLCULUK

    KONGO’ YA VAHŞİ YOLCULUK

    0
    By Kültür Sanat Haritası on 5 Haziran 2017 Genel

    İstanbul’ dan uçağımızın  havalanmasıyla Kinshasa’ ya doğru başlayan yolculuğumuzda aslında bizi nelerin beklediğinin farkında bile değildik…yaklaşık 7 saat süren yolculuğumuz sonunda aksam saatlerinde (21.00 gibi) Kinshasa’ ya indik. Go Congo isimli turizm şirketinin sahibi ve 1 hafta bize rehperlik yapacak olan  Belçika’ lı Michelle bizi karşıladı ve otelimize geldik.

    Kongo gezimiz, tamamen kırsal kesimde Bantu ve Pigme köylerinde, yerel halkın içinde, Kongo nehri, Ntumba gölü ve Kongo’nun yağmur ormanlarında geçecek..Bu nedenle Kinshasa’dan bir küçük uçakla 2 saatlik bir yolculuk yaparak Mbandaka’ya geçiyoruz.

    Ve yıllardır hayalini kurduğum muhteşem tur başlıyor..

     Tek parça ağaçlardan oyularak yapılmış kanolarla  Nkake Bokote yönünde yol almaya başlıyoruz..Geçtiğimiz su yolları muhteşem..5 bazen de 6 yerli kürekçinin Bantu dilinde söyledikleri şarkılarla birlikte yağmur ormanları içinde nehrin İkoko kolu boyunca ilerliyoruz…yaşam dolu bir bölge harika bir habitat…Bu güzellikler anlatmakla olmuyor herşey yaşanınca güzel…Gözünüzün alabildiğince kökleri sular altıda kalmış yağmur ormanları..Mangrov Ormanları tarzında veya bizim İğneada’ki Longoz (subasar) ormanları benzeri….Su yer yer şarap renginde, sebebi bitki köklerinin ve yaprakların çürüyerek bu rengi vermesi.Geçtiğimiz  yollar boyunca ormanın ve suyun derin sessizliği içimizi ürpertiyor..Bu arada bu muhteşem orman dünyanın en güzel kelebeklerine ev sahipliği yapıyor…Suya meydan okuyan ormanların içinden geçerken, su yolumuza düşmüş büyük bir ağaç kütüğü yolumuzu kesiyor…Bizler kanodan iniyoruz ve Michelle’in kürekçilerinin yolu açmalarını bekliyoruz..Çok uzun sürmüyor bu konuda çok başarılılar testerelerle ağaçları kesiyorlar ve yolu açıyorlar…

     5 saatlik bir kano yolculuğu sonucu akşamüstü Bokote köyüne varıyoruz..kanolarımız köye yaklaşırken çocukların çığlıklarını ve “Mondela” diye bağırışlarını duyuyoruz. Beyaz insana, model insan anlamında “Modella” demişler..Bu söz bozularak halk ağzında    “Mondela”ya dönüşmüş..Özellikle çocuklar arkamızdan hep bu şekilde bağırıyorlar. Karaya çıkmamızla bütün çocuklar etrafımızı sarıyor..100’lerce çocuk çığlıklarla bizleri karşılıyor. Günlerdir bizim köye gelmemizi beklediklerini öğreniyoruz..Bize uzaydan gelmiş gibi davranıyorlar..Biraz ürkek ama sevgi dolu..Oyun oynamak, dans etmek, şarkı söylemek istiyorlar büyük bir merakla bizleri seyrediyorlar. Birlikte dans ediyor şarkılar söylüyoruz onların da, bizim de hayatımızda çok özel bir gün…Resimler çekiyoruz derken uzaktan Şefleri görünüyor..Bize hoşgeldiniz diyor. Bizim şefimiz Orhan Hoca da köylerinde bulunmamız nedeniyle kendisine bir hediye veriyor.

     Bu köy çok fakir ve çok hastalık var. Özellikle sıtmalı insan sayısı çok fazla…Malaria kasıp kavuruyor ortalığı..Kasawa yemekten göbekleri şişmiş çocuklar, yarı çıplak elleri ayakları yara bere içinde, yarım yaka yarım paça ortalıkta dolanıyorlar..

     Akşam yemeği için papaz bizi evine davet ediyor..Odun ateşinde pişirilmiş kuru fasulye ve pilav, papazdan alınan kuru soğan eşliğinde yeniyor.. Bu köyde akşam biraz daha zor geçeceğe benziyor..

    Hava kararıyor elektrik yok tabiki yatma vakti….Çok yorgunuz ama uyumak ne mümkün çocuklar tepemizde saatlerce bağırıyorlar…Sonunda yorgunluktan sızıyoruz… Gecenin bir vakti saat kaç bilmiyorum korkunç bir bağırışma ve tam-tam sesleriyle uyanıyoruz…çok ürkütücü köyde elektrik yok ama  ışıklar yanıp sönüyor ve hem ışık hem de sesler gitgide bizim çadıra doğru yaklaşıyor…

    Çadır arkadaşım Filiz’e gülerek:

    -Galiba bizimkileri yediler sıra bize geldi.. diyorum..

    Filiz telaşla:

    -Sevcan’cığım biz kıymetli insanlarız. Niye buraya geldik. diyor..

    Ben de içimden:

    -Sevcan dünyada gidilmesi en sakıncalı 10 ülkeden 8.si Kongo idi. Bunu biliyor muydun? Evet biliyordum.

    -Aidsin ilk bu ülkede görüldüğünü, çok yaygın olduğunu, sıtmadan ve sarı hummadan insanların kırıldığını biliyor muydun? Evet biliyordum.

    -Bantuların Pigmeleri yediğini biliyor muydun? Evet biliyordum.

    O halde..? Niye burdasın?

    -Afrika’yı seviyorum…

     Aynı günün sabahında da Michelle ile yerlilerin en son 1960’larda beyaz insan (mondela) yediklerini konuşmuştuk..Acaba sonumuz mu geliyordu?

    Dışarda neler olduğunu anlamak için çadırın dışına da çıkamıyoruz..Kaderimize boyun eğmiş bekliyoruz.Bu arada arkadaşlarımızdan da hiç ses çıkmıyor..

    Çadırın içinde korkulu bekleyişimizden bir 5 dakika sonra sesler bizden uzaklaşmaya başlıyor…Ama o 5 dakika hayatımızdan bir 5 günü alıp götürüyor.

    O kadar yorgunuz ki tekrar uyuyoruz…

     Sabahın yeni aydınlandığı saatlerde yine aynı seslerle uyanmadık mı? Olur şey değil..Ne oluyor böyle..Neyseki hava aydınlanmaya başlamıştı..Sonradan öğreniyoruz ki gece olan ilk bağırışmalar köyden bir çocuğun ölmesi sebebiyleymiş.Sabahki tam-tamlar ise sabaha karşı doğan ikiz bebekler içinmiş…

    Çok kötü bir gece geçiriyoruz..

     Sabah gecenin sıkıntılarını atmak için kiliselerindeki ayine katılıyoruz..Sonra ikiz bebekleri tebriğe gidiyoruz.Daha sonra da yeni doğan bebeklerin aile gösterilerini izliyoruz.Köy halkıyla birlikte bebeklerin babası ve babaannesi başları ve vücutları yeşil doğal yapraklarla süslenmiş bir şekilde şarkılar söyleyip dans ediyorlar..

    Yerli halkın ölene doğana tam-tamlar çaldıklarını öğreniyoruz ama biraz geç oluyor.

     Artık enerjimizi toplamalıyız çünkü bizi, geçmek zorunda olduğumuz  İkoko nehri ve Ntumba gölünün zorlu suları bekliyor….

     Orta Afrika’ ya hayat veren Kongo nehrindeki maceralarımızdan birini güzel bir Afrika Atasözüyle bitirmek istiyorum…

     Sular yükselince, balıklar karıncaları yer…

    Sular çekilince de karıncalar balıkları yer…

    Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmesin..

    Çünkü kimin kimi yiyeceğine

    ” suyun akışı ” karar verir…

     AFRİKA ATASÖZÜ

    Prof. Dr Sevcan AKESİ

    gezginler gezi yazısı kongo sevcan akesi
    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
    Kültür Sanat Haritası

    Related Posts

    “Soul Müziğin Diva”sı Imany, 7 Eylül’de Türkiye’de…

    Ankara Devinim Tiyatro’sundan yeni oyunlar…

    HADİ BULUŞALIM! 2. ÇANKAYA KİTAP GÜNLERİ

    Comments are closed.

    https://www.kultursanatharitasi.com/wp-content/uploads/2022/10/3.Sagbanner-caz3.mp4





    >br>

    Temmuz Ağustos Sayısı Bayilerde
    Son Yazılar
    • ARTCONTACT ISTANBUL 2025
    • “Martı mıyım?”  24 Nisan’da ENKA Oditoryumu’nda!
    • ENKA Sahne Gala Konseri 22 Nisan’da ENKA Sanat’ın Youtube Kanalı’nda Yayında!
    • The End / Son; 25 Nisan’da Başka Sinema’da…
    • Salt Beyoğlu’nun Yeni Sergisi; Hayvanların Yaşamı
    • Popüler Haberler
    • Son Haberler
    14 Haziran 2015

    BAYKAL SARAN OYUNCULUK ÖDÜLÜ FULYA KOÇAK’IN…

    29 Ocak 2015

    VENEDİK CAMCILIĞI / Gülistan Ertik

    7 Mayıs 2025

    ARTCONTACT ISTANBUL 2025

    7 Mayıs 2025

    ARTCONTACT ISTANBUL 2025

    20 Nisan 2025

    “Martı mıyım?”  24 Nisan’da ENKA Oditoryumu’nda!

    20 Nisan 2025

    ENKA Sahne Gala Konseri 22 Nisan’da ENKA Sanat’ın Youtube Kanalı’nda Yayında!

    Latest Reviews
    Hakkında

    KÜLTÜR SANAT HARİTASI

    Kültür Sanat Haritası, şehirlerin yakın takipçisidir. Kültür, sanat, eğlence ve kent insanını her ay sayfalarına taşır. Gazetecilik terimi olarak da bilinen 5N 1K""Ne? Nerede? Ne zaman? Nasıl? Neden? ve Kim?" prensibini öngörerek sayfalarının konseptini hazırlarken okuyucuya soracağı soruların cevaplarını verir. Bu sayede hem okuyucuya yol gösterir, hem de okuyucunun bilgilenmesine olanak sunar.

    Subscribe to our newsletter:

    Popüler Haberler
    14 Haziran 2015

    BAYKAL SARAN OYUNCULUK ÖDÜLÜ FULYA KOÇAK’IN…

    29 Ocak 2015

    VENEDİK CAMCILIĞI / Gülistan Ertik

    7 Mayıs 2025

    ARTCONTACT ISTANBUL 2025

    Genel Bilgi

    Yapım
    Mutlu Son Medya

    Web Tasarım Uygulama
    Ansolon

    Copyright © 2016 Kültür Sanat Haritası.
    • Hakkında
    • Credit / Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.